23 Aralık 2011 Cuma

6 - Her Little Trick



"Marv, benim Victoria. Ufak bir sorunumuz var ve sen bana yardım edeceksin.

"Ne oldu? İyi misin? Neredesin?!!"

"Sakin ol. İyiyim. Ama buradan ayrılmam gerekiyor.Tam beş dakika sonra beni arayacaksın, mutlaka gelmem gerektiğini, isimlerini uyduracağın birkaç kız arkadaşımın sürpriz yapıp geldiğini, beni beklediğinizi söyleyip benim itirazlarıma ısrarla karşılık vererek ikna olmamı sağlayacaksın. Beş dakika sonra telefonunu bekliyorum. Öptüm."



Telefonu kapatıp içeri döndüm. 


"Ya çok acıktım. Gece uzun, bir şeyler mi atıştırsak?"


Suratındaki hayal kırıklığı ve anlamlandıramama karışımı ifadeyi örtbas etmeye çalışarak giyinmeye başladı. Üzerime elbiseyi geçirip salona indim.


"Ya da yemeği birazdan da yiyebiliriz, hadi kahve içelim."


Kettle hiçbir işimize yaramayacak olan suyu kaynatırken bir sigara yaktım. Jim'e salondaki koltuğa yayılıp saçma sapan şeyler anlatıyordum ki, telefonum çaldı.

"Efendim? İyidir Marv, senden naber? Jim'leyim bugün hayırdır? Ne? İnanmıyorum! Ciddi misin? Kim kim? Ahah, sözkonusu Hande olunca şaşırmamak lazım gerçi, toplamıştır bütün tayfayı gizli saklı, sürprizlerin kadını. Ama gelmem mümkün değil, yarın akşam yapsak? İkna edersin sen kızları? Ya cidden kalkıp gelemem şimdi, önceden planlamıştık bu akşam beraber zaman geçirmeyi Jim'le. Ya hayır hayır verme telefonu kızlara! Ya!!... Selam Hande. Üstün zamanlamandan dolayı kutluyorum seni, ama cidden gelmem çok zor, yarın dönmeseniz? Evet. Biliyorum. Biliyorum Hande farkındayım. Of... Tamam Marv'a söyle, yirmi dakika sonra beni Acısu'dan alsın. Görüşürüz."

Konuşmam boyunca saniye saniye suratı düşen Jim'e ıslak kedi yavrusu bakışlarımı yöneltip abartılı bir şekilde rolümü oynadım. Biraz bozuk attıktan sonra bir şeyin değişmeyeceğini fark etti ve giyinip evden çıktık. İşin içinde bir şeyler olduğunun farkındaydı, yapabileceği bir şey olmadığını da bildiği gibi.

Acısu'daki karşılaşma birkaç dakikalık bir gerginlik olarak özetlenebilir. Marv ile karşılaştığımızda Jim'e hızlıca sarılıp teşekkür ettim. Marv ile aramızda iki metre kadar bir mesafe vardı ve ikisi de bana değil, delici bakışlarla birbirlerine bakmaktaydılar. Koşturarak Marv'ın yanına gittim ve hızla ilerlemeye başladık.

Yeterince uzaklaştığımızda Marv yürümeyi kesip ciddi bir tonla sordu;


"Victoria, tam olarak neler oluyor?"

"Önemli bir şey yok, evde özetlerim. Karnım çok aç, evde yiyecek bir şeyler var mı?



***




Victoria

4 yorum:

  1. bu harika bir atlatma taktiği olmuş..

    YanıtlaSil
  2. Yalan söylemenin iyi bir şey olduğunu düşünmüyorum hiçbir şekilde ama, gerekli zamanlarda anı kurtarıyor bu tip taktikler cidden de.

    YanıtlaSil
  3. Hızlı yazdığın için ne kadar memnunum anlatamam, bir şekilde bağlandım.

    Hem her şeyi detaylı anlatmanı istiyorum, hem de direkt olayın sonucuna gelmeni. Altından ne çıkacağını merakla beklemekteyim.

    YanıtlaSil
  4. Çok yoğun olmadıkça, her gün güncellemek üzere açtım blogu, umarım da bu şekilde gidecek. Aslında çok daha detaylı yazmak istiyorum ancak 4-5 yıl geriye döndüğüm için detaylar hep silinmiş, ana olaylar üzerinden gidebiliyorum. Ancak buna önlem olarak da şuna karar verdim. Şu andan itibaren taze olayları word dosyaları halinde kaydetip, en azından bu dönemleri yazma zamanı geldiğinde detaylı ve yaşar gibi anlatabileceğim:)

    Hikayeye kapılmana çok sevindim, şimdilik pek sade, ancak elbette ki bu daha başlangıç olduğundan böyle:)

    Teşekkürler:)

    YanıtlaSil