26 Ocak 2012 Perşembe

18 - Motivation






Marv'a sarıldığımda birkaç dakika öylece kaldım. Uykusuzluk, sabah sabah patlayan o bomba, açlık, mutsuzluk, şok... Hepsi omzularımdan bastırıyordu sanki. Bacaklarım güçsüz, gözlerim şiş, zihnim karman çorman halde kendimi kollarına bıraktım dakikalarca. Bir süre sonra, "Hadi." dedi, "Önce bir şeyler yiyelim."



Bir yere oturup kahvaltı ettik. Ard arda sigaralar yakıp olup biteni anlattım. Elleri ellerimi kavradığında, her şeyin üzerinden gelebileceğimi hissettirdi bana. Hiç değilse Marv vardı, şanslıydım. 


Kahvaltının ardından Sultanahmete doğru yürüdük. Sadece bir süre tüm olup bitenlerden uzaklaştırmak istiyordu beni ve zihnimi. Havuzun kenarındaki bir banka yerleştik. Arada rüzgarın sırtına atlayıp yüzümüze geliyordu damlalar, gülüyorduk. Yerdeki su birikintilerinde serçeler banyo yapıyordu, bizden birkaç karış uzaklıkta. Mutluyduk. Üzerinden geçen yıllara rağmen, o anı ve üzerimdeki rahatlatıcı etkisini hala dünmüş gibi hissedebiliyor, hatırlayabiliyorum...


Ancak gerçeklerden, hayattan temelli kaçmanın bir yolu yoktu. Yurda dönmek ve işleri halletmek zorundaydım. 


Marv'a sıkıca sarılıp mümkün olduğunca güç topladım ve yurda döndüm.

Az zamana sığdırmam gereken, çok işim vardı.





...


Victoria

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder