26 Temmuz 2012 Perşembe

28 - it's something




Günlerim bok gibi geçiyordu. Suçluluk duygusu ve terk edilmişlik beni ezilmiş bir üzüm tanesine çevirmişti adeta. Hiçbir şey yapamıyordum. Hiçbir şey yapmak istemiyordum. Ailem başka bir şehire, tatile gitti ve en yakın arkadaşım Biss de bu fırsatı değerlendirip yalnızlığımı azaltmak adına evime geldi. Günleri kitaplarla, balkonda tükettiğimiz fincanlarca kahve ve paketlerce sigarayla, filmlerle, alkolle ve dansla tüketiyorduk, ama bu hiçbir şeyi daha iyi bir hale getirmiyordu. Marv yoktu.

Salonda oturmuş aynı kitabın aynı sayfasını üçüncü kez okuyordum. Biss çekyata uzanmış film izliyordu az ileride. Telefonum çaldı.

Marv arıyor.

Tanrım. Telefonu heyecanla açtım.

-Vicy.
-Marv!
-Müsaitsen uzun konuşacağım.
-Müsaitim, elbette müsaitim! Dinliyorum..
-Bir şans istiyordun değil mi?
-Evet, hem de çok!
-Dinle. O şansı sana vereceğim. Ama artık sandığın kadar basit olmayacak. En önemli şeyi çıkardın bu ilişkiden sen. Güven.. Zerre güvenim yok sana artık ve bunu kazanmam ne kadar sürecek bilmiyorum. Seni özledim.
-Ben de, ben de seni çok özledim Marv.
-Sus. Biliyorum. Ama bunlar bir şeyi değiştirmeyecek. Bir şeyleri sen değiştireceksin. Birçok kuralımız olacak eğer yeniden başlamak istersen.
-Ne istersen...
-Benden habersiz hiçbir adım atmanı istemiyorum, iznim olmadan markete çıkmanı dahi onaylamıyorum. Ne giydiğin, nereye gittiğin, kiminle ne kadar nasıl zaman geçirdiğin gibi konuların hepsinde bana bağlısın artık. En azından ben bir şeyleri içimde tamir edene kadar.
-Elbette, tamam, her şeye razıyım.
-Bunu düzeltmek için ne kadarını yapabileceğini görmek istiyorum açıkçası. Seni affediyorum. Ama sana aynı ilişkiyi vaadetmiyorum. Bundan sonrası senin çabana kalmış.

Ne dese kabul edecek durumdaydım. Çok özlemiştim. Çok suçluydum. Çok mutsuzdum ve onu nasıl sevdiğimi yeni anlıyordum.

Her dediğini onayladım.

Bütün gecem birçok internet hesabımı kapatmak, kapatmadıklarımda ise hummalı bir temizlik yapmakla geçti. Sevgilisi (!) için bunları yapan kızların hepsinden tiksiniyordum. Ama bu defa farklıydı. Bana sunulan güveni ve rahatlığı nankörce kullanmıştım ve şimdi gereken neyse, yapmaya razıydım.

Günlerdir ilk kez kahkaha atabiliyordum hissederek. Biss'e tost yapıyordum dans ede ede. Balkonu yıkayıp gülümsüyordum. Her telefonu şakıyarak açıyordum. Hayat yeniden güzeldi. Marv yeniden benimdi. Mutluydum. Ama tek bir şeyi merak ediyor ve cevabından korkuyordum. Korkunun ecele faydası yoktu. Sordum.

-Marv, kimseyle olmadın değil mi? Bakirsin ve ayrı olduğumuz süre boyunca beni bekledin, benim seni beklediğim gibi. Değil mi?

-Hayır. Biriyle beraber oldum. Ve sen bana yaptığın şeyden sonra, kalkıp ayrı olduğumuz dönemin hesabını soracak durumda değilsin artık.

Hançer gibiydi. Acıttı.

Çığlık atarak ağlamaya başladım. Hatırladığım biss'in beni duşa soktuğu, saçlarımı okşadığı, ağladığım yerde sızıp kaldığım..

vicy

3 yorum:

  1. önce şunu merak ediyorum gerçekten yaşadıklarını mı yazıyosun eğer öyleyse yasadığın çok zor yani sevdiğin adamın bi başkasıyla olması ve sen bunun hesabını bile soramazsın demesi umarım acın biraz da olsa hafiflemiştir. Bi de biraz daha sık aralıklarla yazarsan daha mutlu olabiliriz :)

    YanıtlaSil
  2. lütfen devamını yaz merakla bekliyorum..

    YanıtlaSil
  3. evet yaşadıklarımı yazıyorum, ancak birkaç yıl öncesi..

    daha sık yazmaya çalışacağım, teşekkür ederim..

    YanıtlaSil